Yurt Yaşamı Hakkında Bilimsel Araştırma
Aydın Ihlamur Kız Yurdu olarak öğrencilerimizin yurt ve öğrenci yaşamlarına kolay adapte olabilmesi için, yapılan bilimsel araştırmaları sizlere aktarmaya devam esiyoruz. Ülkemizde üniversiteyi kazanan öğrenciler çoğunlukla ailelerinin yanında kalmaktadırlar. Ancak gidip gelme olanağının bulunmadığı ya da güç olduğu uzaklıktaki bir üniversiteyi kazandığında kendisinin ve ailesinin çözmek zorunda olduğu konulardan biri de barınmadır. Barınma yeri alternatifleri devlet yurdu, özel yurt ya da kiralık bir ev olabilmektedir.
O yaşına kadar ailesinin yanında yaşayan genç, farklı bir ortamın içerisinde kendini bulmaktadır. Bu yaşam gence sosyalleşme, sorumluluk ve paylaşma bilinci, topluluk içerisinde hayatını yönetebilme, iyiyi- kötüyü ayırt edebilme gibi özellikler de kazandırabilmektedir. Bu araştırmanın temel amacı, barınma yerinin kişisel sosyal gelişim üzerindeki etkilerini belirlemektir. Araştırma Kocaeli Üniversitesi Karamürsel Meslek Yüksekokulu’nda öğrenim gören yurtta/evde kalan öğrencilere uygulanmıştır.
Araştırma için, her biri 8’er katılımcı ve bir yardımcıdan oluşan beş odak grup görüşmesi yapılmıştır. Soru ve yanıta dayalı olarak yapılan çalışmada genelden özele 3 adet soru yöneltilmiştir. Grup üyeleri yurt ve evde kalan öğrenciler ile kendi ailesinin yanında kalan öğrencilerden oluşturulmuştur. Maksimum çeşitlilik örneklemesi yapılmıştır. Sonuçlara göre, yurtta/evde kalmanın öğrencilere kazandırdığı en önemli katkıların başlıca bilgi paylaşımı, olgunlaşma, insanları tanımayı öğrenme, iyiyi ve kötüyü ayırt edebilme, güvenmeyi öğrenme, daha ölçülü harcama yapabilme, geniş arkadaş çevresine sahip olma, paylaşmayı öğrenme, kararlarını özgürce alabilme olduğu görülmektedir.
Bunun yanı sıra katılımcılar gerek devlet yurdunda gerekse ev ortamında ders çalışma için her türlü ortamın mevcut olduğunu, grup halinde çalışmanın başarılarını arttırdığını ifade etmişlerdir.
Barınma yeri, yüzyıllar boyunca insanın en temel gereksinimlerinden biri olmuştur. İnsanların, yaşadıkları çevrenin zararlı etkilerinden korunmak ve güvenliklerini sağlamak amacıyla doğada hazır buldukları mağara gibi barınakların ardından geliştirdikleri basit konutlar ile barınma yerinin tarihsel gelişim sürecinin başladığı söylenebilir (Karasözen, 1993). Barınmanın en önemli fonksiyonu, insanın temel gereksinimlerinden olan güvenlik duygusunu sağlamak ve sürdürmektir (Kara, 2009). Zaman içinde barınma kavramı, insanların beslendiği, dinlendiği, sahip olduklarını güven altına aldığı ve çevre şartlarına karşı fiziksel koruma sağlayan güvenli bir ortamını ifade etmeye başlamıştır (Ersoy & Arpacı, 2003). Ayrıca, güvenlik ve sağlık nedenlerinin yanı sıra, kişisel mahremiyet duygusunun getirdiği yabancı gözlerden uzak ve yalnız olma duygusu da barınma gereksiniminin önemli nedenlerindendir (Ersoy & Arpacı, 2003; Kara, 2009). Günümüzde ise, barınma yerinin en temel ihtiyaçlar olan güvenlik ve sağlık gereksinimlerini karşılayan bir olgu olmasının yanı sıra kişisel, sosyal ve psikolojik gelişimi de etkileyen önemli bir olgu olduğu söylenebilir.Bu bağlamda, ailesinden uzakta eğitim gören yaş aralığı genellikle 17-25 arasında değişen üniversite gençliği için de güvenlik ve sağlık koşullarının yanı sıra akademik başarı, kişisel ve sosyal gelişim açısından barınma yeri önemlidir. Üniversite gençliği biyolojik gelişme ve psiko-sosyal olgunlaşma açısından 17-21 ve 22-25 yaşlar olmak üzere ikiye ayrılabilir. Birinci evre tercihlerin yapıldığı, aile ve arkadaşlarla çatışmaların yaşandığı, gruplaşmalara yönelinen, özerklik çabaları ve toplumsal ilgilerin doruk noktaya ulaştığı bir dönemdir (Yazıcı, 2001). Yükseköğrenim genellikle bu yaş dilimini kapsar. Dolayısıyla bu yaş dilimi içerisinde ailesinden uzakta kalan bir üniversite öğrencisinin barınma yerinde yaşacağı sorunların, arkadaşlarıyla olan ilişkilerin düzeyinin, akademik başarısını, kişisel ve sosyal gelişimini etkileyeceği aşikârdır. 22-25 yaşları arası ise, bazı gelişim uzmanları tarafından genç yetişkinlik olarak tanımlanmaktadır (Yazıcı, 2001). Bu dönemde düşünme yeteneği, mesleki davranışlar gelişmekte, geleceğe ilişkin anlamlı tavırlar oluşmakta, üretkenlik eğilimleri ve eylemleri görülmektedir. Toplumsal konulara ilgi ve katılım isteğinin artması, görüş geliştirme girişimleri, coşku dolu olma, idealist düşünceler ve eşitsizliğe tahammül edememe gibi özellikler gencin kişiliğinin olumlu, üretici, sağlıklı bir uyum gerçekleştirmesinin işaretleridir (Özoğlu, 1988). Çünkü üniversite gençliği açısından bakıldığında eğitim öğretim hayatı kadar kişilik ve sosyal gelişimi de gençler için önemlidir. Üniversite öğrencileri bir taraftan öncelikle kendileri için yeni olan okul ve barınma ortamına uyum zorluklarıyla birlikte toplumsal kurallara ve değerlere de uyum göstermeye çalışırken, diğer taraftan evrensel değerler ve ideallerinin peşinde de koşabilmektedir. Bu çok yönlü çabanın getirdiği baskı sonucunda oluşan stres gençlerin zorlanmalarına neden olabilmektedir.
Gençlik olgusuna sosyolojik ve toplumsal bir süreç bağlamında yaklaşan Kentel’ e (2005) göre; genel olarak tüm dünyada karşılaşılan ancak Türkiye gibi ülkelerde daha da sorunlu yaşanan kişisel ve sosyal gelişim ile başarı süreçlerindeki aksaklıklar, gençlerin karşılarına çıkan ilk sorun dizisi olarak ele alınabilir. Bu bağlamda, ailesinden uzakta eğitim görmekte olan öğrencinin, barınma ortamından kazandığı eğilimlerin doğru belirlenmesi, olumlu ve olumsuz yönlerinin ortaya konulması önemlidir.
Bu araştırmanın amacı, barınma yerinin üniversite öğrencilerinin kişisel ve sosyal gelişim ile akademik başarı üzerindeki etkilerini belirlemenin yanı sıra üniversite öğrencilerinin gelecekte çocuklarının öğrenimine yönelik düşüncelerini tespit etmektir. Araştırma sonuçlarının, ailesinden uzakta öğrenim gören üniversite öğrencilerinin karşılaştığı sorunlar ile elde ettikleri kazanımlar konusunda ailelere, öğrencilere ve bu alanda çalışma yapan akademisyenlere fikir vereceği düşünülmektedir. Araştırma Kocaeli Üniversitesi Karamürsel Meslek Yüksekokulu’nda öğrenim gören, bölgedeki özel ve devlet yurtları ile kiralık evde barınan öğrenciler ile kendi ailesinin yanında kalan öğrencilere uygulanmıştır.
Yükseköğretimde Barınma
Yükseköğrenime başlayan üniversite öğrencilerinin çözmesi gereken önemli sorunlardan biri de kuşkusuz barınma yeridir. Ailesinin bulunduğu bir ildeki üniversiteyi kazanan öğrenciler kendi ailesinin yanında konaklarken, farklı bir ildeki üniversiteyi kazanan bir öğrencinin barınma yeri alternatifleri tek veya birkaç arkadaş ile evde kalma ya da özel veya devlet yurdunda barınma şeklinde olabilmektedir. Büyük bir kitlesini kapsayan bu barınma alternatiflerinden biri olan yurtların temel amacı, öğrencilerin çağın gereklerine uygun, modern ortamlarda huzur ve güven ortamı içerisinde barındırılması, sosyal, kültür ve sportif yönden gelişmeleri için gerekli olan her türlü hizmetin yerine getirilmesidir. Bu olanaklardan bir yükseköğrenime kayıtlı olmak şartıyla, ailesi yurdun bulunduğu şehir veya Büyükşehir Belediye sınırları dışında oturan, ülkemize eğitim ve öğretim görmek üzere gelen Türk Cumhuriyetleri ve Toplulukları öğrencileri, ülkemiz ile kültür anlaşması bulunan ülkelerin öğrencileri, yabancı uyruklu öğrencilerden ikamet tezkeresine sahip olanlar yararlanabilmektedir (http://www.kyk.gov.tr, 2011). Devlet yurtlarının yanı sıra özel yurtlar da bir öğrencinin barınma alternatifleri arasında yer almaktadır. Yurtların yanı sıra diğer bir barınma alternatifi tek ya da birkaç arkadaş ile birlikte evde kalmak tercih edilen diğer alternatiflerdendir.
Literatür incelendiğinde, 736 üniversite öğrencisi üzerine yapılan bir araştırmada, öğrencilerin % 62,4’ünün kiralık evde kalmayı tercih ettiği belirlenmiştir (Kızılçaoğlu, 2003). Beşyüzellibeş üniversite öğrenci üzerine yapılan diğer bir araştırmada, öğrencilerin %17,69’unun ailesiyle, %8,30’unun yalnız yaşadığı belirlenmiştir. Aynı araştırmada öğrencilerin % 72,56’sının arkadaşlarıyla birlikte yaşamayı tercih ettiği tespit edilmiştir (Kaslı & Serel, 2008).
Ocak – Mart 2009 tarihlerinde İstanbul Bilgi Üniversitesi Gençlik Çalışmaları Birimi tarafından 425 öğrenci ile yüz yüze yapılan “Gençler ve Barınma’ konulu araştırmada öğrencilerin % 38,2’sinin öğrenci evi/ kiralık evde, % 34,2’sinin ailesinin yanında ve %10,9’unun yurtta kaldığı belirlenmiştir. “Eğer tercih etme imkânınız olsaydı nerede kalmak isterdiniz?” sorusuna katılımcıların % 67,8’inin ‘öğrenci evi/kiralık ev’ cevabını verdiği görülmektedir (Özer & Kurtaran, 2009, http:// tr.scribd.com). Yurt memnuniyeti üzerine yapılan bir başka araştırmada da, yurt odasının ‘geniş’ olarak algılanmasının öğrencilerin memnuniyetini arttırdığı tespit edilmiştir (Kaya & Erkip, 2001). Yurtta barınan üniversite öğrencilerinin ruh sağlığını etkileyen psikolojik faktörler üzerine yapılan bir araştırmada ise, öğrencilerin göreli olarak özgür bir ortama adım attıkları, yeni ilişkiler ve arkadaşlıklar geliştirdikleri bu dönemde, özellikle de orta büyüklükteki kentlerde boş zamanlarının büyük bir bölümün yurtlarda geçirdikleri ve birçok olumlu ve olumsuz alışkanlıklar kazanabilecekleri ifade edilmiştir (Maşrabacı, 1989). Başka bir araştırmada da, öğrencilerin barınma yerinin, üniversite yaşamı boyunca etkileşim içinde oldukları önemli ortamlar olduğu ve kişisel ve sosyal gelişim içinde bulundukları bu mekanların barınma koşullarının bilinmesi ve sürekli geliştirilmesi gerektiği vurgulanmaktadır (Lanorus 1980’den aktaran Aydın, 1988; Koçbeker, 2007).
Araştırma için, her biri 8’er katılımcı ve bir yardımcıdan oluşan beş odak grup görüşmesi yapılmıştır. Veriler yardımcı röportör aracılığıyla yazılı olarak kayıt altına alınmıştır. Her bir görüşme 70-90 dakika arası sürmüştür. Soru ve yanıta dayalı olarak yapılan görüşmelerde genelden özele üç adet soru yöneltilmiştir. Soruların sohbet ve günlük kullanım tarzına uygun olmasına dikkat edilmiştir. Soruların anlaşılabilirliği için sekiz kişilik bir grupla ön test yapılmıştır. Katılımcıların U şeklinde oturmaları sağlanmış ve masalara birer kalem ve kâğıt konulmuştur. Giriş kısmında araştırmanın amacı açıklanmış, katılımcıların kısaca kendilerini tanıtmalarıyla görüşmelere başlanmıştır. Grup üyeleri devlet yurdu, özel yurt ve kiralık evde kalan öğrenciler ile ailesinin yanında kalan öğrencilerden oluşturulmuş, maksimum çeşitlilik örneklemesi yapılmıştır.Odak grup görüşmeleri nitel veri toplamada önemli bir işleve sahiptir. Nitel araştırma desen ve yöntemleri içerisinde sınırları belirlenmiş bir konuya odaklanmış ve grupla yapılan görüşme tartışma tekniği odak grup görüşmesi olarak ifade edilebilir (Yıldırım & Şimşek, 2008).
Bu araştırmada da veri toplama aracı olarak odak grup görüşmelerinden yararlanılmış ve katılımcılara yöneltilen soruların her biri tema olarak belirlenmiştir. Bu temalar; ‘barınma yerinin kişisel ve sosyal gelişim üzerindeki etkileri ile olumlu ve olumsuz yönleri’, ‘barınma yerinin akademik başarı üzerinde etkileri’ ve ‘gelecekte çocuklarının aileden uzakta eğitim görmelerine yönelik yaklaşımlarının’ belirlenmesine yönelik sorulardan oluşmaktadır. Bu bağlamda; yapılan odak grup görüşmelerinde katılımcılara aşağıdaki sorular sorulmuş ve tartışmaya açılmıştır:
1- Yurtta veya evde kalmak size olumlu veya olumsuz neler kattı? Önceki durumunuz ile şu anki durumunuz arasında ne gibi farklıklar oluştu?
2- Yurtta veya evde kalmanın ders çalışma ve derslerinizdeki başarıya olan etkileri nelerdir?
3- Gelecekte çocuğunuz olsa sizden uzakta öğrenim görmesine nasıl yaklaşırsınız?
Veri çözümlemesi ve ortaya konulmasında katılımcıların gerçek isimleri kullanılmamıştır.